Tekrar merhabalaar.
Bugün Londra'da hava çok güzel. Bahar gerçekten de geldi sanırım bu sefer. Ama çok uzun süreceğini sanmıyorum. Malum Londra.. Size bugünümden bahsetmek isterdim ama önce geçmişi anlatmayı bitirmeliyim. Nitekim bugün Londra'ya geldiğim gün ilk gittiğim mağazaya gittim. Paperchase. Bence dünyanın ennnn güzel kırtasiye mağazası. O kadar çok çeşit defter var ki içinde başınız dönüyor gezerken. Kartlara çok ilgim yoktur, çok tercih ettiğim şeyler değil ama yine kart çeşitleri de oldukça fazla. Neyse, Paperchase'ten daha sonra çok daha detaylı olmak üzere bahsedicem.
Şimdi gelelim Londra'da nereleri gezmelisiniz. Eğer 1-3 hafta gibi kısa süreliğine gelmişseniz mutlaka gitmeniz görmeniz gereken yerler London Eye, Big Ben ve Westminster Sarayı, Buckingham Palace, British Museum, Hyde Park, Hampstead Heath, Warner Bros Studios, Sherlock Holmes Müzesi, Oxford Street, Portobello Road, Greenwich, London Zoo.. Ah liste uzayıp gider böyle.. O kadar çok gezicek yer var ki. Bazı günler sırf seçemediğimizden evden dışarı çıkmıyoruz. Çıktığımız günlerden birinde, tam olarak 20 şubatta, London Eye'a gitmeye karar verdik. Ardından da Big Ben'i görmeyi. Hani şu dönme dolap ve saat kulesi. Bindik metroya, Jubilee hattıyla Waterloo'ya geldik. Londra'da her yere metroyla gidebilirsiniz. HER YERE. Maksimum 10 dakika falan yürürsünüz doğru istasyonda inerseniz. Waterloo istasyonundan da London Eye 2-3 dk mesafede. Köşeyi döndüğünüzde karşınıza çıkan devasa dönme dolap karşısında etkileniceksiniz, çok güzel bi görüntüsü var :) Biletlere gelicek olursak, yalnızca dönme dolap için bilet alırsanız yetişkinler için 21.5 pounds. Ama eğer diğer üç etkinliklerle birleştirirseniz çeşitli indirimler var. Diğer üç etkinlik Madame Tussauds, London Dungeon ve London Sea Life. Şurdan indirimlerle ve ulaşımla ilgili bilgiler edinebilirsiniz. Dönme dolaptan bir sürü yeri görüyorsunuz. Özellikle Big Ben ve Thames nehrinin görüntüsü çok hoştu yukarıdan. Dönme dolaptan inip köprüden geçerek Big Ben'in tarafına geçtik. Westminster sarayı ve Big Ben'in detayları müthişti. Zaten Londra'daki binaların yüzde 80i eski ve tarihi. O yüzden sürekli detaylara dikkat ediyorsunuz. Mimari çok ilgi alanım olmamasına rağmen hayran kaldım buradaki binalara. Bi' göz atalım isterseniz :)
Ne kadar yağmurlu ve kasvetli olursa olsun bu şehri sevmemek elimde değil..Mutlu cumartesiler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder